24 Şubat 2011 Perşembe

Olympiakos Büyük Takım Maalesef















Eğer sen böyle büyük bir takımın önünde 12 sayı fark yakaladıysan, sonrasında da maçı 15 sayı farkla kaybettiysen bir düşünmen lazım. Olympiakos 12 sayı gerideyken oyunu hızlandırıyor, karşılığında biz daha hızlı oynuyoruz. Emir 15 saniye kala 2 üçlük kullanıyor ve adamlar bize yetişiyor. Halbuki ne gerek var, onlar hızlandırıyorsa, sen sete çevir oyunu. Ama işte bunun da tecrübesizlik maalesef.

Yalnız her kaybedilen maçtan sonra bütün sorumluluğu uzunlara yüklemek bana artık acımasızlık olarak gelmeye başladı. Sean May oyundaysa ve 5 sayı farkla geriye düştüysek kesin sorumlu Sean May oluyor bu takımda. Sean May yoksa ve biz yine geriye düştüysek bu sefer sahada uzunlardan kim varsa hemen yükü bindiriyoruz omuzlarına.

Aslında ön yargısız izlesek maçları iki oyun kurucumuzun toplam 8 tane hatalı yürüme yaptığını görürüz. 8 tane hatalı yürümenin dışında da benim hatırladığım iki oyun kurucunun da birer pas hatası var. Yani topu en iyi kullanması gereken iki adamımız 10 hücumu boşa harcamışlar. Geri kalan hücumlarında %70'inde zaten içerideki adamı kullanmak akıllarına bile gelmedi. İçeride uzun pozisyon almaya çalışıyor ama pas veren yok. Sonunda dayanamayıp dışarıya çıkıyor ve topu elinde buluyor. Haliyle o da pas vermek durumunda kalıyor ve dış atış girerse girdi, girmezse ribaundu da alamıyoruz zaten.

Hücumda durum böyleyken savunmada da farklı değil. Orada da günah keçileri uzunlar. Aman bir ribaund vermesinler rakibe, hemen göze batıyor. İyi de 3. periyotta Kinsey'in yaptığı müthiş savunma ve Marko Tomas'ın maç başından sonuna kadar yaptığı dengeli savunma haricinde hangi kısa muhteşem bir kilit vurdu ki rakibine? 

Bir de hakemler var tabi. ULEB Euroleague gibi bir mükemmel bir organizasyonu ciddi anlamda harcıyor. Bir Yunan lobisi, bir İspanyol lobisi uğruna artık hiç güvenmiyorum bu organizasyona. Sadece çok iyi oynamak veya tribünde çok iyi atmosfer yaratmak yetmiyor. Eğer bir lobiniz yoksa Euroleague'de başarı çok zor. Diğer organizasyonlarda da var bu lobi faaliyetleri, adam kayırmalar ama Euroleague'de gerçekten mide bulandırıcı düzeyde. Geçen hafta Yunan hakem Olympiakos maçı öncesi Fenerbahçe'yi param parça ediyor, ertesi hafta sopayı eline iki Yunan, bir de İtalyan alıyor.

Pozisyonları tekrar incelemek için sakin kafayla tekrar izlemek lazım ama en az 5 tane yanlış karardan da eminim zaten. Maalesef bu hataların bir çoğu da maçın kırılma anına denk geldiği için hem hakemlere karşı hem de Olympiakos gibi iyi bir takıma karşı mücadele etmek zorunda kalıyoruz.

Ve artık Valencia maçı da büyük önem kazandı. Ya çıkıyoruz, ya kalıyoruz. Ama eğer F8 göremezsek bu sezon çok üzülürüm. Sezon başından beri oynanan basketbolun ve verilen emeğin hakkı olarak mutlaka bir üst tura çıkmalıyız. İnşallah kendi basit hatalarımızı yapmayıp hakemin devreye girmesine çanak tutmayız İspanya deplasmanında.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder