8 Haziran 2015 Pazartesi

Futbolda Kadınlar Dünya Kupası heyecanı

Sonu tek sayıyla biten yılların futbol fakiri olmadığına dair görüşümü 2015 Afrika Kupası'yla kanıtlamıştım. Şimdi de ikinci bir kanıt olarak karşımızda 2015 Kadınlar Dünya Kupası duruyor. Öncelikle, ön yargılarına yenik düşüp, bu kupada oynanan maçları izlemeyenler çok şey kaybediyor. Hani herkes özler ya 80'lerin sonunda ve 90'ların başında oynanan futbolu, işte o futbol kadınlar dünya kupasında hala oynanıyor. Şunu da söylemek yalan olmaz; kadın futbolcular, erkek futbolculardan daha teknik. En azından birkaç gün sonra oynanacak olan Almanya - Norveç maçını izlemenizi tavsiye ederim.

Bu yıl Kadınlar Dünya Kupası'nın ev sahibi Kanada. Şüphesiz ki Kanada bir futbol ülkesi değil. Ya da daha doğru tabirle "soccer" pek ilgi görmüyor. Fakat, ilk iki günde dünya kupasına ilgi çok büyük. Öyle ki, kupanın açılış maçı olan Kanada - Çin karşılaşmasında Kanada futbol tarihinin tribün rekoru kırıldı. 53.058 kişinin takip ettiği maç sadece kadınlarda değil, erkeklerde de rekor oldu. Kadın futboluna ilginin bu kadar yoğun olmasına 2011 yılında Almanya'da düzenlenen dünya kupasında şahit olmuştuk. Neredeyse tüm maçların dolu tribünler önünde oynanması kadın futbolu için de bir dönüm noktası haline gelmişti. Futbolu normalde pek önemsemeyen Kanadalıların kadın futboluna büyük ilgi göstermesi, gelecek adına büyük önem taşıyor.

Kanada halkının dahi önem verdiği turnuvaya FIFA'nın verdiği ya da vermediği değerse şaşırtıcı. Turnuva başlamadan önce "Kanada'ya gelecek sporcular kadın olduğunu kanıtlasın" saçmalığına imza atmaları rezilliğin ilk perdesiydi. Bugüne kadar herhangi bir erkek sporcudan kanıt istemeyen FIFA'nın, bu saçmalığı Afrikalı futbolcular için aldığı da çok açık. Hem cinsiyetçi, hem ırkçı yaklaşımıyla turnuvayı daha başlamadan karıştıran rüşvetçi FIFA, kupayı hiçbir şekilde önemsemiyor.

Kupa boyunca maçların suni çimde oynanacak olması da FIFA'nın turnuvaya bakış açısını gösteriyor. Erkekler Dünya Kupası'nda FIFA suni çime izin verebilir miydi, tabii ki veremezdi. Çünkü, suni çim sporcu sağlığı açısından sıkıntılı bir yapıya sahip. "Kanada'da yazın bile kar yağıyor" diyerek içinden sıyrılmaya çalışılsa da 24 takımlı bir aylı turnuvanın suni çimde düzenlenmesi futbolcu sağlığını büyük tehlikeye sokuyor. Herhangi bir sakatlık olmaması için turnuva boyunca dua etmekten başka çare bırakmadı futbolun yöneticileri...

Sponsor ve yayın konusunda da birtakım sorunlar var. FIFA sanırım kadınlara karşı pozitif ayrımcılık yapmak istemiyor. Ancak, kadın futbolu ekonomik anlamda tahmin edilemeyecek kadar potansiyelli. Bunu tribünlerden anlamak mümkün. Hatta Konak Belediyespor'un oynadığı Şampiyonlar Ligi maçında İzmir Alsancak Stadı'nda yer kalmaması bile potansiyelin boyutunu gösteriyor. Fakat, Kanada'da oynanan maçların doğru düzgün yayını bile yok. Türkiye'de ve Avrupa'nın çoğu ülkesinde yayın hakları Eurosport'ta. Eurosport'un da bir maçı yayınlayıp, diğerini yayınlamaması kadın futbolunun geniş kitleler tarafından takip edilmesini zorlaştırıyor. Erkeklerin oynadığı dünya kupası maçlarında FIFA böyle bir politika izlese ortalık karışır. Aynı şekilde sponsor yönünden de çok güçlü bir turnuva izlemiyoruz. Her ne kadar Cocacola, Gazprom, Visa, Hyundai, Adidas gibi markalar sponsor olsa da erkek futbolunda elde edilen sponsor gelirlerinin yanında fazla bir anlam ifade etmiyor.

Ha bir de futbol maçlarını dikkatli takip edenler bilir, kameramanların teknik direktörleri sağ ya da sol arka çaprazdan çekmek gibi bir fantezileri var. Genelde bu çekim teknik direktörün sırt kısmından itibaren alınır. Fakat, Almanya'nın kadın teknik direktörü Silvia Neid'in sağ arka çaprazdan görüntüsü alınırken, kamera kalçadan başladı. Bunun da takipçisiyim, akıllı olsun o kameraman.

Aslında yazıya başlarken amacım daha çok maçlardan ve turnuvadaki takımlardan bahsetmekti; ancak saha dışına girildiği zaman da kolay kolay çıkılamıyor. Saha içinden bahsetmek gerekirse kupanın muazzam maçlarla başladığını söyleyebiliriz. Açılış maçında Kanada, Çin Seddi'yle tanışmak zorunda kaldı. Maç boyunca golü kovalamanın ödülünü 90+1'de penaltı kazanarak aldılar. Kanada Kaptanı Sinclair penaltıyı gole çevirince maç 1-0 ev sahibinin üstünlüğüyle sona erdi.

Hollanda - Yeni Zelanda maçını, Avrupalılar 1-0 kazandı ama Yeni Zelanda muhteşem bir futbol oynadı. Direkten dönen toplarına bir de verilmeyen penaltı eklenince işleri ters gitti. Gruptan çıkmaları da zora girdi bu sonuçla. Hollanda kalecisi Loes Geurts'un hakkını vermezsek de çarpılırız büyük ihtimal, inanılmaz oynadı.

Almanya - Fildişi Sahilleri maçına geçersek, neyse geçmeyelim. Almanya 10-0 kazandı. Çok üstünde durup, Fildişi halkını mahcup etmeye gerek yok. Panzer lakabının hakkını bu denli verebilecek başka takım yok. Sadece ilk yarı oynayan Sasic hattrick yaptı. Fildişi Sahilleri iyi bir takım değil zaten ama Almanya şampiyonluğun en büyük adayı. Hele son kupayı evlerinde Japonya'ya kaybetmek, bu sene Almanya'ya kupayı almaktan başka çare bırakmıyor.



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder