Polonya - Yunanistan maçında sahanın en kötü ismi ise İspanyol hakem Carlos Velasco Carballo oldu. İspanyol'un performansı, 2010 Dünya Kupası final maçında Howard Webb'in sonuca etki etmesi sonrası, EURO 2012'nin de hakem performansı açısından pek parlak olmayacağının göstergesi gibiydi.
Bu maçın ardından Rusya ve Çek Cumhuriyeti grubun ve turnuvanın ikinci maçında sahaya çıktılar. Rusya'nın kadrosu kağıt üzerinde daha iyi gibiydi. Yalnız Çek'ler de ne zaman Avrupa Şampiyonası'na katılsa iyi sonuçlar alan bir ekip. O yüzden yine sonucu kestirilemeyecek bir maç olacağı belliydi ama göze hitap eden bir maç olup olmayacağına dair şüphelerim vardı. Maçı da biraz önce bahsettiğim Howard Webb'in yönetmesi az da olsa ironikti.
Maçın henüz 15. dakikasında Rusya'nın gol bulması maçın fena geçmeyeceğine dair bir ipucu verdi. Bir tarafta Arshavin'in, diğer tarafta Rosicky'nin rakip defansların arasına bırakmaya çalıştıkları ara paslar da maçın kalitesini bariz bir şekilde arttırdı. Fakat ilk yarıda iki kez gülen taraf Arshavin'in takımı oldu. İkinci yarıya şık bir pasın sonunda atılan golle başlayan Çek Cumhuriyeti, Kerzhakov'a öyle şanslar verdi ki bir an Çek defansında sadece hayaletlerin olduğunu düşündüm. Onlar adına belki de mutlu olunacak tek taraf Kerzhakov'un ciddi anlamda becereksiz olmasıydı. Sonunda Advocaat da bu mutluluğa darbe vurup oyuna Pavlyuchenko'yu sokunca Rusya iyice rahatladı ve iki kez daha sevindi. Rusya'nın 4 - 1 kazandığı maçta Howard Webb yine garip hatalar yapsa da sonuca etki edemedi.
Sahada Rusya ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerin oyuncuları olunca tribündeki güzellik seviyesi de kuşkusuz biraz daha yukarılara tırmandı. Bu performansın Ukrayna - İsveç maçında aşılması da en büyük dileklerimizden bir tanesi. Önümüzdeki günlerde ve turlarda çıtanın yükselmesi dileğiyle...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder