Tek başıma gitmeyecek olmam ise tesellimdi. Nasılsa arkadaşlarım vardı yanımda. Adamların tiplerini beğenmesek bile beraber takılırdık bir şekilde.
Kendimi bu şekilde gazlayarak attım yola ve kısa bir Alsancak molasından sonra Lozan Meydanına doğru yola çıktık. Lozan gece 01:00'de oldukça kalabalıktı. Bu kalabalık otobüsler yüzünden gece 03:30'a kadar beklemek zorunda kaldı meydanda. Aslında bu bekleyiş "panpaların" kaynaşması adına fena da olmamıştı. Bir an da ortalık "inci sözlük" havasına bürünmüştü.
Otobüslere bindikten sonra da herkesi bir uyku telaşı sardı ama başlarda kimse uyuyamadı. Muhabbet ilerledikçe uykular kaçtı ama yol bitmedi. Dönem dönem herkes uyumaya karar verse de bunu başaran da oldu başaramayan da. Hatta sadece uyumak için yanında deniz yatağı getiren arkadaşın da uyuyamaması üzücü oldu biraz.
İzmir'den Kayseri'ye kadar olan şehirler hakkında yapılan espriler zaten ayrı bir dünya oluşturdu otobüste. İzmir gibi büyük bir şehre alışan bizim gibilere Uşak-Nevşehir hattı ve özellikle bu hat üzerinde yer alan Aksaray şehri biraz garip geldi. Eğer otobüste konuşulanları Aksaray'da yaşayanlar duysaydı ellerindeki yağlı kazıkları muhtemelen bizim için kullanırlardı.
Sonunda 14 saatlik bir yolculuğun sonunda Kayseri'ye vardık ve biletlerimizi, tişörtlerimizi ve atkılarımızı da alarak bugüne kadar maç izlediğim en güzel stadyum olan Kadir Has'a giriş yaptık. İzmir Atatürk Stadına ve Alsancak Stadına alışan bünyeme inanılmaz bir hava yaşattı bu stat.
Neyse zaten İBB maçı kaybedince Beşiktaş taraftarı için de bunun pek bir önemi kalmadı. Biz de Boz Baykuşlar olduğumuz için Beşiktaş'ı alkışladık. Zaten yol boyunca karşılaştığımız Beşiktaş taraftarıyla da gayet sağlıklı bir sohbetimiz oldu.
Dönüş yolunda ise hem yol yorgunluğu, hem de maç yorgunluğunun bitirdiği baykuşlar sabaha kadar devrildiler. 07:00'de Afyon'da verilen molayla birlikteyse ayılan baykuşlar yolculuğa yine "inci sözlük" modunda devam ederek İzmir'e ulaştılar.
Yeni yerler görmek ve yeni insanlarla tanışmak
yorgunluğu gerçekten unutturdu. İlk başta "acaba" diye kendi kendime sormamın bile aslında gereksiz olduğunu anlamış oldum sayelerinde.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder